10 Şubat 2014 Pazartesi

14 Şubat'ta Sevgiliye Ne Alınmaz!

11 ayın sultanı 14 Şubat geldi çattı. Evin balkonuna bile çıksanız ağzınıza kırmızı gül girecek o romantik günden kaçamazsınız artık Çiçeği burnunda çiftlerimizde, tüyü bitmemiş evlilerimizde bir helecan başladı. Acaba sevgilime ne alsam? Acaba o bana ne alacak..? Ben bu hediye işlerini yalayıp yutmuş, hücumda çoğalıp 14 Şubat'ta aradığı golü bulamamış bir kardeşiniz olarak bağzı tavsiyelerde bulunacam size. Aşağıda okuyacağınız maddeleri ciddiye alıp bu sese kulak verin ki 15 Şubat'ı da çift olarak görebilin...

1- Ambalaja Dikkat! İlişkiniz 1 yılı geçti, zevzek arkadaşlarla tanışılıp, tatlı kuzenlerle yemeğe çıkıldı, Artık size, -Bu ilişkinin Müslüm Gürses'i sen ol, Adını Sen Koy- deniyor. Napacaksınız? Ya efendi gibi parmağa yüzüğü takacak ya da tek taşı aklına bile getirmeyecek bi pakette hediyeyi takdim edeceksiniz. Şöyle ki; Eğer siz,
-Sevgilimin zarif boynuna çok yakışır- diye kolyeyi tek taş kutusunda hediye ederseniz, kızcağızın heyecandan tansiyonu düşer, ama kutuda yüzük yerine, zirkon damla kolyeyi gördü mü, sizin o kuğu boynunuzu Exorcist gibi çeviriverir mazallah! Hele benim sevgilimin mizah duygusu çok gelişmiştir, tek taş kutusuna çakıl taşı koyayım, bir şaka da ben yapayım diye sakın düşünmeyin. Kafanıza dökme tavayı geçirir kötürüm olursunuz Allah korusun. Unutmayın; Nimetle ve 14 Şubatla şaka olmazz!



2- Duyarlı ve İncelikli Hediyeler: Manitaya biraz daha zarif ve hassas görünmek için 14 Şubat şahane bi fırsat. Ama daha zarif olurken daha gerizekalı görünmek neden. 14 Şubat sabahı heyecanla kapıya koşan kızımız, paranızı güzel bir çanta yerine neden Baltık Denizindeki Caretta Caretta'lara bağışladığınızı öğrensin. Peki Ağlayan Dede Mezarlığı'na 91 fidan dikmek, -hepimiz bir gün göçüp gidicez, aşk sevgi bunlar boş işler- den başka ne anlama gelir sevgili için. Küçükken havale geçirmiş gibi davranmayı bırakıp, ekosistem yerine sevgilinin gardolabını güzelleştirmeye ne dersin tatlı çocuk? Hem kültürümüzde yardımın gizlisi makbul. Öyle görgüsüz gibi davul zurnayla zekat ilanı yapmak da nesi. İlerde bi gün evlenirseniz ne hediye edicen kıza? Kızılay'a kan mı bağışlıycan, ilik nakline donör mü olucan evlilik yıl dönümünüzde. Her şeyin bi zamanı var, bugün sevgilini mutlu etmeye odaklan, hassasiyetini de 5 Haziran Çevre günü etkinliklerine sakla.
   

3- Oyuncak Ayı, Peluş Hayvan: Sevgilisine tüylü hayvan dostlarımızdan birini alan insanın içi içine sığmaz, bir an önce hediyesini verip, o minnoş sevgilisinin masum gülüşünü görmek için sabahı sabah eder. Gerçekten de oyuncak ayı çok güzel bi hediyedir, eğer sevgiliniz 4 yaşındaysa. Neden hediye ediyorsun o oyuncak ayıyı sevgiline? Baktıkça seni mi hatırlasın. Geceleri ayağında mı sallasın. Naapsın? Şimdi telefonda bebek taklidi yapan kıza elbette borsadan hisse senedi alınmaz. Madem sevgilin 11 yaşında dip frize atılmış, niye yangına körükle gidip, IQ'sunu 4'e çekiyosun, peluşa tüye yumağa boğuyosun kızı. Bu sevimli tüylü hayvanların küçükleri yine bi derece ama bi arkadaşıma sevgilisi gerçek ayı boyutlarında bi oyuncak almıştı Ona zaten oyuncak değil natürmort ayı demek daha doğru olur. Kız o 14 Şubat'tan sonra 4+1 müstakil eve çıktı ayı rahat etsin diye.Yazları bahçede rakı masası kuruyolardı oyuncak ayısıyla.


4- Metropol Fırsatları: Hepimiz teslim olduk onlara, sapık gibi  günde 96 tane mail attıklarından mı, İgdaş'ın sitesinde bile o harika fırsatları gözümüze soktuklarından mı bilmem ama ucuza hizmet satmak dahice bi fikir. Ama 14 Şubat'ta şu şehir kent ilçe fırsatlarından uzak durun gözünüzü seviym. Kağıt üzerinde harika görünen bu fırsatlar, alındığında nedense büyük bir çileye dönüşüyor Tamam haklısınız; otel-konaklama-masaj-ebeveyn banyosu dahil sadece 49 TL. Bu fırsata can dayanmaz! Ama otelin Libadiye'de Libadiye'nin de nerde olduğunu lütfen aklınızdan çıkarmayın. Hele iki kişilik akşam yemeğine 35 TL vericem diye, kızı topuklularla Horhor'daki Hatay Sofrasına götürmeyin rica ederim. Hem bu ne fakirlik canım, üçün beşin hesabını yaparak dünyanın en kapitalist   gününde nasıl tutunacaksın o mıhsıçtılıkla. Sen git de Kabotaj Bayramı'nı kutla, dükkanın önünü de kapatma.


5- Resim Baskı: İşte bir yaratıcı yenilikçi fikir daha; Sevgiliyle çekilen fotoğrafı tişörte bardağa bastırmak. Bu hediye türünün amacı şudur; madem ki yan yana çok fotojeniğiz o halde neden bütün evreni bundan mahrum bırakalım. Bırakın canım, Allah aşkına bırakın! Buldukları her objeye Peri Bacalarında çektirdikleri resimleri bastıran bu tiplerden oldum olası uzak dururum. Çünkü evlerine gidince, yer yastığı diye Mithat'ın suratına oturmak, kahve içtiğim kupada Gamze'nin eblek ağzına bakmak istemiyorum. Ben bu çiftleri, saçını savura savura oynarken aynadan sürekli kendini kesen dansözlere benzetirim. Bunlarda gül cemallerine o kadar hayranlardır ki, bir saniye olsun unutmamak için her eşyada görmek isterler. Tabi bu çilekli muffinler ayrılınca, annelerinin o romantik baskılı tişörtleri yer bezi yaptığını söylememe gerek yok. Anneler kentsel dönüşümün mimarlarıdır.


20 Ocak 2014 Pazartesi

                                                            Mutlu Evliliğin Sırları 

   Allaha şükür nikah kıyıldıktan sonra evlilik cüzdanını görmemiş gibi sallayan o kekomançi gelinlerdenim. O yüzden gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki evlilik tam benim kalemim. Şimdi size engin tecrübelerimden yola çıkarak evliliğin kalay çağı olan 1. yılını nasıl huzurlu geçirebileceğinizi anlatacağım. 



1- Kesinlikle Çocuk Yapmayın: Eve haciz gelmiş gibi mobilyasız salonlarda, sehpasız odalarda yaşamak istemiyorsanız çocuk yapmayın. Neymiş efendim bıdıcık emeklerken kafasını sivri köşelere çarparmış. Ama canım o kafasını çarpmasın diye sen neden 2 yıl keşiş gibi bir kilimin üstünde yaşıyorsun. Bu mu çözümün! Vizyonun bu mu! Ayrıca çocuk yapıp, saatlerce çocuğun kakasından, salyasından konuşan libidosu yerlerde çiftlere döneceğinize, dünyayı gezin, evinizde harika partiler verin, parmakla gösterilin cemiyette parmaklaa! Bakıcı parası, gymboree kirasına girmiyorum bile. Çocuk yapmayın paranız cebinizde, kocanız yanınızda kalsın.



2- Evli Çiftlerle Görüşmeyin: Dünyanın en sıkıcı şeyi evli çiftlerle görüşmektir. Biraraya gelince anlatılan gerzek anılar, asla gidilmeyecek dörtlü tatil planları, 1558 kere izlenen düğün dvdsi ömür tüketir. Öve öve bitirilemeyen düdüklü tencere, nevresim takımı, havlu kenarı sohbetleriyle kulağınızdan kan gelsin istemiyorsanız evli çiftlerden uzak durun. Zaten aynı anda pijamasını giyen, cumartesi akşamı evde oturup mandalina yiyen, alışverişe elele Bim'e giden insanlarla ne paylaşabilirisiniz Allah aşkına!



3- Asla Yemek Yapmayın: Böylece hem kocanız beklenti içine girmez hem de aza tamah etmeyi öğrenir. Örneğin acıkınca bir pudingle doyup, pizza krakerle açlığını bastırarak, survivora katılacak kadar açlıkla terbiye olur. Ayrıca yemek yapmazsanız evli çiftleri yemeğe almak zorunda da kalmazsınız. Böylece, her gelene evinizi Masumiyet Müzesi gibi gezdirip; - Ay gardolaplar harikaymış nerde yaptırdınız? ya da - Yalnız kombi baya iyi ısıtıyomuş ne kadar fatura geliyo? gibi akıl dolu sorularla gençliğinizi soldurmazsınız.



4- Birlikte Oyun Oynamayın: Evliliğin 1. yılında insan birbirini daha iyi tanıyıp, zaaflarını daha yakından görür. O yüzden naparsanız yapın asla o yuvaları dağıtan grup oyunlarını eşinizle oynamayın. Oynarsanız da sakın aynı takımda olmayın. Hele çiftlerden biri biraz hırslıysa; birbirinin gözüne terlik atan mı dersin, greyfurt sıkan mı dersin, bir Monopoli uğruna yarab ne ocaklar sönüyor. Herkesin içinde kocanıza; - Ay Aytekin ne malsın ya! diye çemkirmek istemiyor ve uzun yıllar yüz yüze bakabilme istiyorsanız, Tabu oyunu sizin için bir tabu olsun lütfen.



5- Bekar Arkadaşlarınızla Görüşün: Gece 3 te evinize gelip kusan, 4 kızı aynı anda idare eden, her ayrıldığı sevgilisinden sonra dünya yanmış gibi dertlenen tek tabanca arkadaşlar candır can. Bekar arkadaş bir plazanın 58. katındaki partiyi de bilir, tren garında yapılan defileyi de. En hip mekanları, pornosu çıkan sanatçıları, en yeni applicationları ilk ondan duyarsınız. Teklifsizdir, pazar akşamı don paça otururken eve dalar, sabah 6 ya kadar L koltuğa yayılıp dedikodu yapar, yemek hizmet beklemez, kuru ekmeğe salça sür ses etmez, nereye çağırsan gelir, bonservisi elindedir, güler, eğlenir, akıl vermez huzur verir daha ne olsun..

Yukarıda saydığım 5 maddeyi uygular bir de üstüne az az ve sık sık yerseniz, hem mutlu bir evliliğiniz olur, hem de totoyu büyütmeden evliliğin ilk yılını atlatmış olursunuz.



9 Ağustos 2013 Cuma

Bayram Tatiline Gidemeyenlere Tavsiyeler

İsmi hakkında hala hem fikir olunamayan, şeker mi ramazan mı bilinemeyen bir bayram daha geldi canlarım. Sizde benim gibi tatil beldelerinin kalabalığından, yolların keşmekeşinden bunalıp İstanbul'da kalanlardan mısınız? Üzülmeyin! Rahmi Koç tatile çıkmak için bayramı bekler mi? Peki Rockefeller denize girmek için Paskalya'nın yolunu mu gözler? Elbette hayır! Siz ulusal tatil günlerinde tatil yapmayarak gerçek cream dö la cream'in kim olduğunu herkese ispatladınız. Çünkü sizin gibi seçkin bir zümreye ait insanlar, tatil için illa da milli-dini bayramları  beklemez. Apansız bir 17 Kasımda Phuket'e, serkeş bir  23 Şubatta  Vegas'a gidebilir. Bu yüzden içinizi ferah tutun, bu bayramda zengin fakir belli oldu çok şükür. Şimdi sizin yapmanız gereken, her görkemli orta sınıf gibi İstanbul'un tadını çıkarmak ve inlerin cinlerin bile Çeşme otobanında olduğu tenha İstanbul'da neler yapabileceğinizi planlamaktır.

Kişisel Tavsiyelerim;

1- Metrobüs Keyfi: Bomboş ve klimalı koltuklarıyla sizi bekleyen metrobüs, füniküler gibi toplu taşıma araçlarına binip kendinizi Viyana'da Zürih'de hissedin, muasır medeniyetler seviyesinde, kıçınızı kollamadan, Söğütlüçeşme'den, Beylikdüzü'ne bütün istanbul'u fır fır gezin

2- Bayram Mesajı: Kendini kurumsal bir kimlik değil de akrabanız zanneden Denizbank, Mudo, Arçelik gibi tüzel kişilerden gelen duyarlı bayram mesajlarına tatlı tatlı cevap verin. "Bayramda olmasa mesaj atacağın yok zalım" diye onlarla şakalaşın, arkadaşınız onlar sizin.

3- Bedava Yollar-Ücretsiz Köprüler: Hangi viyadük beleş, hangi köprü kampanyalı ezberleyin. Gideceğiniz her yere bayramda bedava olan otobanlardan gitmeye kastırın. Ücretsiz köprülerden  günde 52 kere geçerek bu jesti yapanları doğduklarına pişman edin.

4-Aile Saadeti: Bayram tebriğine gittiğiniz akrabalarınızın "kilo mu aldın sen" soruları ve ailenizin "Bayramda olmasa göremiycez seni?" sitemlerine karşı, gerzek bir sırıtışla cevap verin. Esprileriyle bunaltan zevzek kuzen çocuklarınızı mancınıkla yatağa fırlatın. Çocuklar zıplamaya bayılırlar.

5- Tatilde 1500 Foto Yükleyen Arkadaş:  O da haklı, bütün yıl çalışıp, bu anı bekledi. Şimdi her bir ayak parmağını çekip instagrama koymasın mı? Koymasın. Ege sahillerinden dakikada 15 fotoğraf yükleyip, yediğini yemediğini 23 ayrı açıdan çeken arkadaşlarınızdan dart yapın, duvara asın ve üzerlerine zehirli oklar fırlatın. Bu sizi biraz ferahatlatır.

6- Bayram Emeği Anne Yemeği: Annenizin emek emek hazırladığı enfes bayram yemeklerini nefes almadan yiyin, yiyemediğinizi eve götürün, götüremediğinizi yolluk yapın ki bir süre evde yemek derdiniz olmasın, olmasın ki akşam oldu mu ne yiycez diye Amerikan Buffalosu gibi kocanızla birbirinize bakmayın.

7- Şeker mi Para mı?: Şekere çikiletaya prim vermeyin, her zaman yersiniz ama 65 yaşına da gelseniz bayram harçlığınızdan ödün vermeyin. El öpmekle ağız aşınmaz! Babanız başta olmak üzere, büyük halanız, kalantor komşunuz, 15 yıldır görmediğiniz okul müdürünüz, kimi görürseniz bayramda  o mübarek ellerine yapışın ve coşkulu bir hörmet gösterin. Taş değil ya bu insanlar elbet birisi duygulanıp elini cebine atacaktır.

8- Boş Yollar-Yeşil Haritalar:   Her zaman sinirinizi  bozan yoğun ve kıpkırmızı yol durumu yerine, şıkır şıkır ibb haritalarına meditasyon niyetine bakabilirsiniz. Arabanız varsa, benzininizde fullse deneysel çalışmalara başlayabilirsiniz. Boş yollarda formula 1 pilotu gibi yardırabilir, arabaya göt attıra attıra yanlayabilir, bu tatilde de daha hızlı daha öfkeli olabilirsiniz. (hız felakettir!)

9- İstanbul'u Turist Gibi Yaşamak: Ayasofyayı, Topkapı Sarayını gezmek, Mozaik müzesinde tarihi bir yolculuğa çıkmak ne zamandır aklınızdaydı, kalabalıktır diye cesaret edememiştiniz. Şimdi tam sırası... Mı acaba?? Saçmalamayın. O kadar da değil. Koskoca Bağcılar 212 Avm, Olivium Outlet Center orda boynu bükük dururken antin kuntinle kendinizi harap etmeyin. Zamanında kalabalıktan telef olduğunuz bu Avmlerde döne döne gezin, paraları saça saça harcayın, %50 + %40 indirimlerden cayır cayır toplayın ki tatiliniz şölene dönüşsün...