31 Ağustos 2009 Pazartesi

Kadınlar ve Erkekler neden farklıdır?

Blog'uma göz atan insanları karşılayan yazımın bu kadar klişe olmasını istemezdim ama ilk yazımı en bildiğim, en bilmediğim, en sevdiğim, konuşmaya doyamadığım bu konuya ayırmak ve kendi bakış açımla yazmak istedim.

Çevremdeki ilişkilere evliliklere ya da arkadaşlıklara bakınca kadın ve erkeğin iki farklı yaradılışlarının çok farklı olduğunu görüyorum. Bunun elbette toplumsal, kültürel, sosyolojik, psikolojik bir çoknsebebi var ama beni ilgilendiren bu durumun gündelik hayatta komik komik hallerde karşıma çıkması.

Ben bu blogda yazarken etrafımda gördüklerimden, duyduklarımdan, kendi hayatımdan isim vermeden alıntılar yapacağım. İsim verip kimseyi de rencide etmeyelim blog yolunda:)

Geçen hafta Çeşme'deydim kendimce çok eğlendiğim ilişkileri ve erkekleri sorgulamadığım, kafama hiçbirşey takmadığım bir tatil geçirecektim ama ne mümkün her tarafınız kadın ve erkeklerle çevriliyse ilişkileri görmezden gelmek gibi bir lüksünüz yok! Çünkü devamlı ilgi bekleyen kadınlar ve vurdumduymaz erkekler her yerde.

Mesela bir çift Alaçatı/Babylon Beach de mis gibi denize girmeye çalışıyor, çalışıyor diyorum çünkü didişmekten 15 dakikada su sadece dizlerine gelebilmiş. Mesele şu; kız diyor ki,
"Bak şu çifte ne güzel denize sarılarak giriyorlar, biz de girelim."
Erkek bünyesini fazlasıyla geren bu "herkes yapıyor bizde yapalım" cümlesi bir ilişkinin bazen sonunu getirebiliyor.
Çocuk bezgin bir şekilde bir kıza bir de ilişkilerinin ikinci haftası olan ve ilk defa tatile çıkan aşk dolu çifte baktı ve "Tamam girelim" dedi ve kızın elini tuttu ama kızda yine bir isyan; "Ama onlar sarılıyor" çocuk kibar bir dille "Biz önce el ele denize girelim derinlere gidince sarılırız" dedi. (Çocuğun ki de nasıl bir fantazi anlamadım? "Derinlerde" sarılmak ne demekse:)
Sonra bu zoraki romantik çiftimiz suları sağa sola fıydırarak başladılar el ele yürümeye, deniz göbeklerine değdiğinde çocuklar gibi şen olan kızımız birden denizin içinde bağırmaya, saydırmaya başladı;
"Elimi gevşek tutuyosun aşkitooom!!! Çocuk şaşkın şaşkın bakarken kız devam etti. "Tabi benim zorumla el ele denize girersek böyle olur, hiçbir romantik davranışı kendi başına akıl edemediğin için bu hale geldik zaten, ilişkimiz 2 yılını doldurdu diye bu kadar ilgisiz davranılmaz ki, ama şimdi burda iş yerindeki Aslı olsaydı, sarılarak balıklama bile atlardın denize öyle değil mi? Cevap versene! En sevmediğim huyunda bu zaten, hiçbirşey söylemeden suratıma bön bön bakıyorsun. Ben sana naaptım yaa naaptım? Birlikte güzel bir tatil yapalım istedim, düşmanın mıyım senin? Zorla mı geldin benimle buraya haaa söyle, konuşsanaaaa!"
Çocuk durdu durdu ve 25 dakikanın sonunda beklediğim cevabı verdi;
"Ya arkadaş 55 derece sıcakta havuçlu kremi sürdün, vıcık vıcık ter içindeyiz sarılalım diye tutturuyosun, denizde üşüyüp bir an boş bulunup elimi gevşetince çığlığı basıyosun. Bu nasıl huzur nasıl tatil ya içine ettin bütün keyfimin, al gir şimdi denize hadi, yüz kendine sarılarak ben çıkıyorum!"
Kız da beklemediği bu kibirli ve umursamaz cevap üzerine denizden söylenerek çıkan çocuğun arkasından bağırdı;
 "Bugün ilk uçakla İstanbul'a dönüyorum, sen de serin serin yatarsın klimanın altında tek başına, havuç kremi terletmişmiş şişmanım yağ bağladım demiyodaaa!"

O noktadan sonra kafamı suya gömüp tam oturtamadığım tekniğimle şapada şupada serbest stil yüzmeye başladım. Bildiğim tek bir şey vardı, bir  kadın isterse Maldivlerdeki balayının bile içine edebilir.

İzlenimlerim devam edicek...